Vajinismus hastalarının pek çoğu bu hastalığı evlenene kadar duymadıkları veya daha önceden bu konuyla ilgili Haydar Dümen’in yazılarını okuyarak güldüklerini ama asla bu hastalığın kendi başlarına gelebileceğini düşünmediklerini ifade etmektedirler. Pek çoğu da yaşadıkları cinsel sorunları yüzünden “acaba vajinismus muyum” diye düşünmekten kendilerini alamazlar.
Vajinismus hastalarında cinsel haz ile ilgili bir sorun olmasa da zamanla cinsel isteksizlik (haz problemleri) sorunu da bu tabloya yerleşebilir. Hastaların bir kısmında ilişki hiçbir şekilde mümkün olmazken azınlıkta olan bir kısımda ise ilişkiler zor ve ağrılı geçer.
Bazı vajinismus hastalarında kadınlar eşlerinin penisinin ancak bir kısmını içlerine alabilirler, yani birleşme “kısmen” sağlanmaktadır.
Vajinismus çiftlerinde zamanla cinsel soğuma ortaya çıkabileceği gibi, cinsel ilişki sürekli olarak (bazen yıllarca) farklı tatmin yolları ile de gerçekleşebilir. Yüzeysel temas (sürtünerek),elle veya ağızla ilişki, hatta nadir de olsa da vajinal yolla ilişki kuramazken anal yolla ilişki kuran çiftler de vardır.
Çiftlerin çoğu bu tür bir cinsel problemin varlığından habersizdir. Bunun yanında bu problemin varlığını bilip de “asla benim başıma geleceğini tahmin etmezdim” diyenler olduğu gibi “ben zaten böyle bir problemi yaşayacağımı düşünüyordum” diyenler de vardır.
Vajinismus sorununda kadınlar cinsel ilişki sırasında eşlerini itmekte, bacaklarını kapatmakta, kendilerini geriye çekerek ilişkiye istemsiz bir şekilde engel olmaya çalışmaktadırlar. Kadınların bazılarında kasılmalar vajina kaslarının yanı sıra tüm vücutlarında (karın, bel, bacak, el, ayak, sırt, çene kasları gibi) gerçekleşebilir.
Bir kısmında ise istemsiz vajinal kasılmalar sadece vajina kaslarıyla sınırlıdır. Bu şekilde kasıldıklarının farkına bile varamazlar, hatta “acaba vajinismus muyum” düşüncesi ile gittikleri jinekolog hekim tarafından “sen bacaklarını açabiliyorsun, muayeneme izin verdin, bak gerçekten vajinismus olsaydın bunu yapamazdın” diyerek tedaviden geri çevrilenler bile vardır.
Akla gelen soru işaretleri ise hep aynıdır: “İyi ama, madem vajinismus değilim, niye o zaman eşimle cinsel ilişkiye giremiyorum? ”
Hastaların pek çoğunda cinsel ilişkiye girme korkusunun yanı sıra, cinsellikle ilgili her türlü aktivitelerden uzak durma eğilimi vardır. Mesela kendi genital organlarına ayna ile bakmaktan hoşlanmazlar, kendi cinsel organlarına veya eşlerinin cinsel organlarına dokunmaktan haz etmezler.
Vajinismus sorununu yaşayanların mükemmeliyetçi, kendi kendilerini kontrol etme kabiliyetleri yüksek, disiplinli bir yapıları vardır. Geleneksel ve/veya korumacı ailelerden gelmektedirler. Kendi halleri ile “ailelerinin hep iyi kızları” olmayı sürdürmeyi yeğlerler. Onlar için “cinsellik olmasa da olur” veya cinselliği “üremek için yapılan bir işlev” olarak görürler. Cinsellikte yaşadıkları kaygıların temelinde ise cinselliğe yanlış bakış açıları, cinsellik hakkında eksik bilgileri ve çevreden duydukları abartılı mesajlar yer alır.
İlk cinsel deneyimleri başarısız olması sonrasında ise genelde “acaba vajinismus mu oldum” düşüncesi akla gelmektedir. Panik ve korku içerisinde araştırmalar yaparak tedavi yönelimleri içerisine girerler. Bazı çiftler ise sorunlarını görmezden gelmeyi tercih ederler; hiçbir sorunları yokmuş gibi davranırlar ve yıllarca değişik bahaneler üretip çözümlerini ertelerler.
Hâlbuki kesin çözüm için bir an evvel adım atmak ve tedaviye başlamak şarttır. Çünkü problem çözülmedikçe büyür ve çok daha karmaşık bir hal alır.