Uzun süreli flört dönemi veya nişanlılık sürecinin uzun olması vajinismusa zemin hazırlayabilir.
“Yıllarımızı beraber geçirdiğimiz hatta cinsel anlamda yakınlaşmalar yaşadığımız sevgilim/nişanlımla neden ilişkiye girmekte zorluk çekeyim ki?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Evet, bu durum yalnızca bizim bir tespitimiz ancak bu tespitin binlerce vajinismus çifti ile görüşüldükten sonra edinildiğini belirtmek isteriz.
Uzun flört dönemi neden vajinismusa zemin hazırlayabilir gelin birlikte bakalım…
Cinsel yakınlaşma; kimi zaman dini inanışlar, kimi zaman da Türk geleneksel aile kültürü özellikleri nedeniyle çiftlerin yüksek otokontrol ile erteledikleri bir eylem haline gelebilmektedir.
Oysaki cinsellik bir insanın en temel içgüdülerindendir ve dürtülerin belli bir irade altına alınıp ertelenmesi ciddi bir kontrol mekanizması ile mümkün olmaktadır.
Özellikle erken gençlik yıllarında başlayan ve uzun süre devam eden ilişkilerde çiftler kendilerince kabul edilebilir seviyede bir cinsel davranış geliştirebilirler.
Bu cinsel davranışlar genellikle tam bir cinsel birleşmenin olmadığı öpüşme, sürtünme veya masturbatif hareketlerle birbirini tatmin etme şeklinde, çoğu zaman iç çamaşırları dahi çıkarılmadan olmaktadır. Tüm bu süreç boyunca içgüdüsel olarak gerçekleşebilecek penis vajina birleşmesine karşılık kadının bedeni ve pelvik taban kasları adeta bir yay gibi gergin olabilmektedir.
Partnerlerden herhangi birisinin cinselliği bir basamak öteye taşımak isteği diğer partner tarafından (genellikle de kadın partner tarafından) reddedilebilmektedir. Tüm bu davranış paterni hem zihinsel, hem de fiziksel olarak “öğrenilmiş” bir davranışa dönüşebilmektedir.
Bu cümleler, uzun yıllar birliktelikten sonra evlenmiş olan vajinismus çiftlerimizden sıklıkla duyduğumuz cümlelerdir!
Uzun yıllar boyunca tüm kuvvetli içgüdülerinize direnmeyi başaran bilinçaltınız ve kontrol mekanizmalarınız, kasılmayı ve kendini koruma altına almayı öğrenmiş bedeniniz; belediye huzurunda attığınız imzalar ile maalesef ki bir anda kendini serbest bırakmayabilmektedir.
Flört döneminin uzaması tabii ki her kadında vajinismus oluşumuna neden olmamaktadır. Bununla birlikte yapılan araştırmalar ve uzun yıllar içinde oluşan tespitlerimiz “vajinismus gelişimine zemin hazırlar mı?” sorularına neden olmuştur. Sadece zihnimizde değil bedenimizde de bir hafıza bulunmaktadır, buna “kas hafızası” denilmektedir.
Cinsel yakınlaşmalarda; ilişki gerçekleşir kaygısı ve korkusu ile bacakları kapatıp pelvik taban kaslarını kasmak, vajinal kaslarda kasılma şeklinde bir kas hafızası oluşturabilmektedir. Bu çiftlerin bir kısmı ön sevişme noktasında en ufak bir problem yaşamamakta, penis vajina birleşmesi dışında her basmakta son derece rahat hisseder ve davranırken, iş birleşme noktasına geldiğinde kontrolsüz kasılmanın nedenini anlayamamaktadırlar.
Bu hastalara “kas hafızası” etkisini anlatmak, çiftleri ciddi anlamda rahatlatmakta; neden vajinismus olduklarını anlamalarına ve hastalığı kabullenip tedavi olmaya karar vermelerine yardımcı olmaktadır.
Vajinismus olduğunu fark etmiş olan bir çift için altta yatan sebep her ne olursa olsun yapılacak tek bir şey vardır; o da profesyonel destek almak.
Vajinismusa zemin hazırlayan etkenler hastayı değerlendiren hekim ve tedaviyi uygulayacak terapist açısından önem taşımaktadır. Her vajinismus hastasının tedavisi kendisine özgü olmalıdır. Temel teknik “bilişsel davranışsal terapi” olsa da, bir sonuca giden pek çok farklı yol vardır. Her vajinismus hastası için de ona özgü, onun hikayesindeki kaldırım taşları göz önüne alınarak oluşturulan bir tedavi yolu bulunmaktadır.
Unutulmaması gereken vajinismusun hem psikolojik, hem de fiziksel unsurları barındıran “psikopatolojik” bir problem olduğudur.