Vajinismus, bilinçaltında cinselliğe karşı oluşan korku ve kaygılar nedeni ile cinsel birleşme esnasında kadında meydana gelen istemsiz, ısrarcı ve yineleyen kasılmalara bağlı olarak penis-vajina birlikteliğinin sağlanamamasıdır.
Bazen ise cinsel birleşme oldukça ağrılı şekilde gerçekleşmektedir. Çoğu zaman kökeninde psikolojik nedenler yer almaktadır.
Nadiren de olsa fiziksel bazı sorunlar vajinismus hastalığına yol açabilmektedir. Vajinismus eşlerinin bazı ortak özellikleri vardır ve bu bölümde bu ortak özellikler ele alınmaktadır.
İlk başlarda erkek eşler bu durumun hastalık olduğunu kabul etmekte zorlanırlar. Çoğu eşe göre, cinsel ilişkide verilen tepkiler kadının bilerek, isteyerek yaptığı abartılı hareketler olarak görülür. Ancak zaman içerisinde, tekrar eden denemelerde sorunun hala aynı olduğu ya da ağırlaştığını görünce vajinismusun gerçek bir ‘hastalık’ olduğunu kabul ederler.
Vajinismus bir çift problemidir ve eşler tedaviye birlikte alınmalıdır. Öncelikle hastalığın seyri açısından detaylı bilgilendirme yapılmalı ve eşlerine nasıl davranmaları gerektikleri hakkında aydınlatılmalılar.
Vajinismus eşleri iki ayrı uçta tutum sergileyebilirler: Bir kısmı aşırı anlayış ve hoşgörü ile tedavi olmayı geciktirirken, bir kısmı da sert ve aşağılayıcı tavırla evliliklerini çıkmaza sürükleyebilirler.
Vajinismus eşlerinin karakter yapısı kadındaki sorunun pekişmesine, güçlenmesine neden olabilir. Bu nedenle vajinismus eşinin hastalığı fark ettiği andan sonraki tutumu çok önemlidir.
Gerektiği zamanlarda otoriter bir yapı sergileyerek tedaviye eşini motive etmeli hem de anlayış ve sabırla yaklaşarak onun özgüvenini yerine getirmelidir. Ancak ilişkilerdeki dengeler iyi kurulmalı, eş asla sert, küçümseyici, aşağılayıcı, rencide edici bir tavır sergilememelidir. Hele fiziksel şiddet asla uygulanmamalıdır. Bu tutum hastalığın iyice ağırlaşmasana yol açar.
Pek çok vajinismus eşinin ortak yönlerinden birisi; normalden fazla hoşgörülü ve pasif olmalarıdır. Bu da aslında tedaviyi ertelemedeki en büyük nedenler arasındadır. Eşlerin “ben seni her halinle seviyorum, bizim için cinsellik olsa da olur, olmasa da, yeter ki sen üzülme, gerekirse çocuk için tüp bebek yaptırırız” şeklindeki yaklaşımları yanlıştır. Bu tür yaklaşımlar yangına körükle gitmek gibidir.
Erkek eş bu durumda otoriter olmalı ve tedavi konusunda eşiyle net bir şekilde konuşup, artık bu sorunla yaşayamayacaklarını, bir an önce tedaviye başlamaları gerektiğini, aksi halde evlilikle ilgili olumsuz sonuçların ortaya çıkabileceğini dürüstçe paylaşmalıdır.
Klinik deneyimlerimize göre, bu aşırı hoşgörü durumlarla evlilik süresi 30 yılı bulan vajinismus çiftleriyle karşılaştık ve vajinismus hastalarının pek çoğunun ortak söylemi: ’Keşke eşim bu kadar anlayışlı olmasaydı!’ şeklinde idi.
Vajinismus eşleri hastalığı reddedip, sinirli ve sert bir tutum ile eşlerine olumsuz davranış sergileyebilmektedirler. Evlenene kadar adını dahi duymadıkları bu hastalık ile ilk yüzleşmede inanmayan çoğu eş sorunu tamamen kadının üzerine atıp, onu suçlayabilir. Bu durumda evlilik temelinden sarsılarak hiç tedavi düşünmeyip boşanmaya kadar giden süreç yaşanabilir.
Profesyonel bir destek almaya ikna olan çoğu çift, ilk değerlendirmeye geldiğinde bunun bir hastalık olduğuna inanır ve tedavisi mümkün olan vajinismus hastalığından uygun tedavi yöntemleri ile hızlıca kurtulur.
Vajinismus, kadının hastalığı olarak başlayıp, eşin tutumu ile bazen yıllarca çözülemeyen bir evlilik kabusuna dönüşebilmektedir. Vajinismus eşlerine tedavi sürecinde çok iş düşmektedir.
Hem otoriter ve karalı bir tutum sergileyerek tedavinin devamlılığını sağlamalı, hem de sevecen, destekleyici, motive edici ve anlayışlı bir şekilde partnerine destek vermelidirler. Unutulmamalıdır ki; vajinismus bir çift hastalığıdır ve el ele verince kolaylıkla çözüme kavuşacaktır.